Bir Anı
Kendi İşini Kendin Yapmak
Anam, babam vefat ettikten sonrada, sırtında çocuğuyla çalışıp yaptığı evinde tek başına yaşamını sürdürdü. Evi de köyün en güzel yerinde Kızılçal Sugözünde iki katlı şirin bir evdi. Bizler de çocukları olarak; bayramlarda, yıllık izinlerde, yaz tatillerinde kendisini ziyaret ederdik.
Anam, evinin işlerini, bahçelerinin ekimini, bakımını, hasadını kendi bir başına evirip çeviriyordu.
Yetiştirdiği ürünlerden az çok demeden çocuklarına pay edeceğim diye telaşla çırpınır dururdu.
Anama, bir gün bu işlerle ne uğraşıp duruyorsun? Yaşlandın artık kendini yorma; dediğimde: “Oğlum, çalışmasam ben hasta olurum.” Derdi. Ama, hiç olmazsa bazılarını parasını ver falan kişiye yaptır; hastalanırsın dediğimde:”O adama iş mi buyurulur; oğlum. O’na eşeği çeviriver desem; sıpasını ister.” Deyince çok tuhafıma gitmişti. Böyleleri,” gölgede aç yatar kuyruğu dik yatar” kendince gururlu insanlardır. Gurbette tutunup, çalışamazlar.
Öyle oğlum.”En iyisi gücüm yettiğince kendi işimi kendim yaparım.” Dedi. Haydi eyvallah deyip; beline ipini kuşandı. Çapasını sepetini eline alıp bir şeyler bulup toplamak için bahçesine yürüyüp gitti. . .
Konya, 05.02.2017
Yazan: Hüseyin Çetin-SorkunDer Başkanı
Bir Cevap Yazın
Yorum yapabilmek için giriş yapmalısınız.