SORKUN

Köyümüz  Sorkun

“Ben köyümü özledim”

Geçmişe özlem duyanlar hep “bir zamanlar “ diye. başlarlar söze .

Ben böyle başlamayacağım .Ve   kestirmeden gireceğim konuya .Ben köyümü özledim.

Komşulukların akrabalıkların daha sıcak olduğu,pınardan  çıkan sularının köyün çıkışına kadar tertemiz kaldığı ve içildiği .Hatta balık yetiştiği.Acıyı sevinci içten ve samimi paylaşıldığı  köyümü özledim ben .

Başlığı görünce garipsediniz değil mi  Sorkun 1995 de kasaba oldu nereden çıktı bu köy diye.

Başlık belki size garip geldi   ama yazımı okuyunca ne demek istediğimi anlamakta güçlük çekmeyeceksiniz Köyümüzün   kasaba olacağını duyduğumuz zaman çok heyecanlanmıştık.Çünkü köyün az çok mürekkep yalamış gençleri olarak   kasabanın ne demek olduğunu biliyorduk.Her ne kadar kasaba yıllardır kullanmışlıktan mı yoksa alışılmışlıktan mı  köy kadar sıcak gelmese de bir başka coşku bir başka ruh hali içimizi sarmıştı. Ancak daha başkanlık seçimleri başlar başlamaz  kasaba olmanın bizim köyümüze göre bir iş olmadığını , hizmet için kasaba olmaya gerek olmadığını anlamıştık ama iş işten geçmişti.Ve keşkelerin   bini bin para oldu dillerimizde.Politikanın insanlar arasına nifak ve fitne sokma yönü bizim güzel köyümüzde de görevini çok güzel ifa etti.Ve insanlar bir birine düşman oldular.Komşuluk akrabalık ilişkilerinin   yerini çıkar ilişkileri aldı. Çok yakın akrabalar bile farklı kişileri desteklediği için yolda birbirini görünce yollarını değiştirdiler.

Oysa  kasaba demek  büyümek gelişmek   ,hizmet demek değilmiydi. Birlikte el ele  ileriye yürümek çocuklarımıza daha aydınlık bir gelecek bırakmak değilmiydi.Biz böyle biliyorduk , bildiğimizin doğru olduğuna inanıyorduk.

Gerçi  yeterli olmasa da , bir takım gelişmeler, bir takım hizmetler olmadı değil.İlköğretim okulu  yapıldı ,evlere su geldi, kanalizasyon çalışmaları başladı ve köyümüzün mezarlıkları düzenlendi pardon bakın yine köyümüz dedim .Başta da belirttiğim gibi  daha sıcak geliyor daha içten geliyor sanırım bu yüzden kasaba demek içimden gelmiyor.

Yapılan çalışmaları  hizmetleri görmezden gelmek inkar etmek   akıl sahibi bir insana yakışmaz.Ama şurası bir gerçek ki   ayrılıklar ,kamplaşmalar sizin mahallenin muhtarı bizim mahallenin  muhtarından öte gitmiştir.

Kısacası tahribat  büyük olmuştur.Birlik ve beraberliğe  ekmek gibi su gibi muhtaçken. Bir birimize düştük.

Kısa zamanda bu ayrılık ve nifak tohumlarının temizlenmesi  lazım aksi taktirde yüz yıl değil yüz asır geçse bile bu kaplumbağa hızında ilerlemeden bir adım ileriye gidemeyiz.Gelecekte çocuklarımız bizi rahmetle değil lanetle anarlar.Peygamberimiz(sav) “Birlikte rahmet,ayrılıkta azap vardır.”buyurmuştur.Rahmete  kavuşmak varken , bu azaba koşmak neden ? Umarım kısa zamanda kasaba olmanın , köyün adını kasaba yapmakla olmadığını anlar birbirimize kenetlenir , kasaba olmanın haklı gururunu yaşarız .Ve içimizdeki çalışkan başarılı insanlarımız sayesinde kasabamız,  ülkemizde hatta Avrupa ülkelerinde tanınan bir kasaba olur.Bu arada derneğimizin kurulmuş olması birlik ve beraberlik yönünde atılmış önemli bir adımdır. Derneğin kuruluşunda emeği geçenlere başta dernek başkanımız Hüseyin Çetin’e teşekkürü bir borç bilirim.Derneğimizin   yaşatılması ve uzun soluklu olması için yardımlarımızı esirgemeyelim.Kim kasabamız için Allah rızasını gözeterek bir çivi çaktıysa Allah(c.c) ondan razı olsun.
En içten saygı ve selamlarımla.

Celâl ÜNAL

Öğretmen