Hüseyin Çetin-SorkunDer Başkanı

Değerli Hemşehrilerim, yaşayanlara bir ramazan ayı daha geldi. Ramazanın manevi havası içerisinde tüm güzellikleri paylaşalım.

Birlik,beraberlik ve dayanışmamızı geliştirmek için elimizden geleni yapalım. Sorkunlu olarak birbirimizin elinden tutalım.

İhtiyaçlı insanlarımızı onurlarını rencide etmeden gösterişten uzak bir şekilde yardım edelim. Dernek olarak, istemeniz halinde vermek istediklerinizi organize edebiliriz.

Bu duygu ve düşüncelerle ramazan ayında tutacağınız oruçların;

Allah katında kabul görmesini dilerim.

Hüseyin Çetin-Sorkun Kasabası Kalkınma Derneği (SorkunDer) Başkanı

Aşağıdaki alıntı Wikipedi den bilgi amaçlı alınmıştır.

Oruç, İslâm’ın beş esasından biridir. Farsça “ruze” kelimesinden Türkçe’ye geçmiştir. Önceleri “Oruze” (günlük) olarak kullanılmış;daha sonra “Oruç” şeklinde söylenmeye başlanmıştır. Arapça karşılığı “savm” ve “sıyam”dır. Savm; ‘yiyip-içmemek’, ‘hareketsiz kalmak’ ve ‘her şeyden el etek çekmek’ anlamlarına gelir. Terim olarak oruç, “ibadet niyetiyle tan yerinin ağarmasından güneşin batmasına kadar yeme, içme ve cinsel ilişkiden uzak kalmak”tır. Orucun farz kılındığını bildiren ayet şöyledir:“Ey inananlar! Oruç, sizden öncekilere farz kılındığı gibi, Allah’a karşı gelmekten sakınasınız diye, size de farz kılındı.”(Bakara, 2/183)

Oruç: Akıl baliğ sağlıklıklı insanlara farzdır.

Oruç tutacaklar şu konulara dikkat etmelidir:

1- Yazın sıcak ve kuru mevsimde uzun süre sıvı alımının kesilmesine bağlı olarak gelişmesi muhtemel dehidratasyon,[2] buna bağlı olarak Güneş altında veya sıcak ortamda çalışan iş guruplarında güneş veya sıcak çarpması risklerinin artışı,

2- Kronik hastalıklarda, hamile, diyabetik, hiper tiroidi, çocuklarda, yoğun fiziksel efor gerektiren işlerde çalışan kişilerde uzun süreli gıda alımının kesilmesi sebebiyle metabolik dengenin bozulması, doğum öncesi ve gelişim çağındaki çocuklarda yetişkinlikte öğrenim yeteneklerini de etkileyen gelişim yetersizliği,[3][4][5]

3- Kalp, karaciğer ve akciğer yetersizliği olan kişilerin oruç tutmalarında, uzun süreli açlık sonrası yenilen ağır bir yemek sonrasında solunum, dolaşım ve kalp yetmezliklerinin ortaya çıkışı,[6][7]

4- Diyabetiklerde, kansızlık ve tansiyon düşüklüğü olan kişilerde tansiyon ve şeker düşmelerine bağlı olarak meydana gelebilecek konfüzyonel durum ve bunun yol açabileceği trafik ve iş kazaları,

5-Geçici baş ağrısı; sıvı ve kafein alımının kesilmesi gibi etkiler.[2]

6- Psikosomatik değişiklikler; * Ramazan orucu ile ilgili olarak daha çok sıvı alımı, sigara, kafein alımı ve uyku yetersizliği gibi sebeplere bağlanan kognitif fonksiyonlarda azalma, irritabilite ve letharji artışı, gerilim ve migren tipi baş ağrılarında artış, bunun trafik kazalarında artış gibi yansımaları bazı araştırmacılar tarafından not edilmiştir.[8]

7- Anne sütüne etkileri; Birkaç çalışma Ramazan orucunun anne sütü üzerinde miktar ve bileşim olarak etkili olduğuna işaret etmektedir.[8]

8-Açlık orucu (açlık grevi)’inde uzun süreli hipoglisemi sebebiyle geri dönülmez nörolojik hasarlar görülebilir.

9- İdrar üzerine etkileri; Bazı araştırmalar Ramazanda Oruç tutanlarda gündüzleri idrar çıkışının azaldığına ve idrar osmolalite değerlerinin arttığına işaret etmektedir.[8] Bu değişiklikler idrarda taş oluşumu ve idrar yolu enfeksiyonları gibi ileri aşamalarda böbrek yetmezliği ile sonuçlanabilecek birtakım hasarlarla bağlantılı değişikliklerdir.

https://tr.wikipedia.org/wiki/Oru%C3%A7