ŞİİR KÖŞESİ
ŞİİR KÖŞESİ
![]() |
İNSANOĞLU
İnsanoğlu,
Dünyaya geldi çıplak
Saf ve temiz,
Adı ne: bebek,
Ağlayarak istiyor bicik.
Kaderi, yaşam belleği,
Fıtratınla yerleş dünyaya,
Yaratan herkese vermiş akıl,
Yaşadıkça görür bahtını,
En büyük varsıllık, insanlık,
Ne oldu?
Öldü . . .
Adı ne?
Cenaze. . .
Ezan ile geldi,
Sela ile gitti.
Yani çıplak geldi çıplak gitti.
Sonuç:
Yaşadıkları. . .
Ne yaşadı?
Allah bilir. . .
Yurttaş Hüseyin
Konya, 28.12.2021
BEN OLMASAM DA
Dünya dönüyor dönecek
Zaman durmadan akıp gidecek
Can bedenden çıkıp arşa yükselecek
Ben olmasam da yaşam sürecek
Güneş vuracak karlar eriyecek
Pınarlar şırıl şırıl akacak
Bahçeler sürülüp ekilecek
Ben olmasam da bahar gelecek
Gelincikler tarlalarda süzülecek
Lale sümbül sıra sıra dizilecek
Mis kokular etrafa yayılacak
Ben olmasam da doğa canlanacak
Seherde garip bülbüller ötecek
Yalnızlar kendilerine yoldaş arayacak
Kader kısmet neyse o olacak
Ben olmasam da gönüller çoşacak
Güneş tepeden vuracak
Meyveler dallarda erecek
Nefsi çeken herkes yiyecek
Ben olmasam da yaz gelecek
Hazanda yapraklar dökülecek
Ağaçlar bahara hazır olacak
Hasatlar ambarları dolduracak
Ben olmasam da yüzler gülecek
Dağlar beyaz gelinliği giyecek
Bacaların kara dumanı tütecek
Kış uykuda baharı bekleyecek
Ben olmasam da mevsimler gelip geçecek!…
Konya, 21.03.2022
Yurttaş Hüseyin Çetin
ATAM SANA MİNNETTARIM
Gelibolu’da Çanakkale geçilmez dedin, Osmanlı’nın şerefini kurtardın.
Kurtuluş Savaşı’nda hattı müdafaa yok sathı müdafaa var dedin, Türkiye Cumhuriyeti’ni kurdun.
Ay yıldızlı bayrağımızı yurdumun üstünde dalgalattın.
Dünya’nın mazlum milletlerine örnek oldun.
Yurtta sulh, cihanda sulh dedin, dünyaya barış ve güvenliği hedef gösterdin.
Tekke ve zaviyeleri kapattın, müslümanların kutsiyetini korudun.
Eğer bir gün benim sözlerim bilimle ters düşerse, bilimi seçin dedin.
Engin ufuklara açılan yollarımızı aydınlattın.
Cemalini görmesem de Sen, benim ruhumdasın, Atam sana minnettarım!
Benim en büyük eserim dediğin Cumhuriyet’e sahip çıkan gençlere hakkını helal et Atam.
Kurtuluş Savaşı’nı keşke Yunan kazansaydı diyen nankörlere, hakkını helal etme Atam.
En büyük Türk Atatürk; ruhun şad, doğum günün kutlu olsun!
Hüseyin Çetin (Konya, 19.05.2021)
Ben olmasam da bu hayatta
Yağan yağmurla canlanıyor doğa
Çiçekler açıyor gökkuşağı renklerde
Bülbüller ötüyor yeşil dallarda
Akıyor soğuk sular şırıl şırıl derelerde
Ben olmasam da ruhum yaşıyor bu topraklarda!
Yurttaş Hüseyin
Sugözü, 21.06.2020
Video: İlkay Top
O ESKİ GÜNLER-1
Kandile gaz yoktu çıra yakardık
Yokluk vardı amma gönüller hoştu
Deterjan bilmezdik külle yıkardık
Yokluk vardı amma gönüller hoştu
Yollarda binecek kara eşekti
Yattığım yataklar saman döşekti
Tuluk da ayrana vuran bişşekti
Yokluk vardı amma gönüller hoştu
Kazmayla kazar orak biçerdik
Yaylaya kışlaya güzlek göçerdik
Ayranı cümlemiz tastan içerdik
Yokluk vardı amma gönüller hoştu
Ayaklar yalındı donardı belki
Pet şişeler yoktu bakırdı helki
İkram hürmet boldu kapıyı çal ki
Yokluk vardı amma gönüller hoştu
Evlerimiz dardı yürekler geniş
Bahçeden biterdi yediğim yemiş
Önem verilirdi büyük ne demiş
Yokluk vardı amma gönüller hoştu
Saatsizdi kollar güneşe baktık
Sabahları erken horozla kalktık
Katırlarla sürdük el ile ektik
Yokluk vardı amma gönüller hoştu
Mintanlar çantalar kaputtan bezden
Alırdık hisseyi ibretlik sözden
Korksak da hepimiz nazardan gözden
Yokluk vardı amma gönüller hoştu
Biçerdöver değil düvenle harman
Dizlerde kalmazdı takat ve derman
Büyüklerin sözü dinlenir ferman
Yokluk vardı amma gönüller hoştu
Adnan SİVRİ/BOZKIR-İ 04.09.2015
====================================
VATAN
İmansız askerin, korkak paşanın
Bir boyuna, bir de enine tükür.
Kaçarken vurulup yere düşenin
Bir leşine, bir de kanına tükür.
Ölürsen de hâk yedirme, hâk yeme;
Aka kara, karaya da ak deme.
Adaletten ayrılırsa mahkeme,
Bir hâkime, bir de kanuna tükür.
İlaç olsa içme düşman tasından,
Sakın taş attırma dost arkasından.
Kim ikiyüzlüyse tut yakasından.
Bir yüzüne, bir de canına tükür.
Millet parasından verdirme parsa
Edirne’den Van’a, Muğla’dan Kars’a
Nerede bir sahte kahraman varsa,
Bir resmine, bir de şanına tükür.
Kesmekle kısalmaz cömertin eli
Yiğidin adına eklerler deli.
Baban olsa bile Allah’sız ölü,
Bir ruhuna, bir de sinine tükür.
Bırak hesabını ölüm kalımın,
İnanmışa zulmü ne ki zalimin…
Mânâyı reddeden sözde âlimin
Bir ilmine, bir de fenine tükür.
ABDURRAHİM KARAKOÇ
SORKUNDER
BİR GÜZELE TUTULMAK
TUTULDUM(12)-DÜŞ
Askerlik uzundu bir buçuk sene
Bir mektup aldım isimsiz yine
Mormenekşe koymuş zarfa bir tane
Bir kıza tutuldum Sorkun köyünde
Topladım erleri açtım aleni
Mormenekşe neydi var mı bileni
Gösterdim onlara zarfta geleni
Bir kıza tutuldum Sorkun köyünde
‘’Gönlüm sende ‘’diyor, dedi birisi
Kararsızdı belli erat yarısı
Tasdik etti cümle kalan gerisi
Bir kıza tutuldum Sorkun köyünde
Dağıtım olacaktım dört ayın sonu
Merakım yükseldi düşündüm onu
Neden yazmamıştı ne idi konu
Bir kıza tutuldum Sorkun köyünde
Giderken söyledim postaya bizim
Gelirse bir mektup kaybetme izim
Adresimde burda kendi el yazım
Bir kıza tutuldum Sorkun köyünde
Bir daha gelmedi o meçhul mektup
Gelseydi bilirdi hep bizim tertip
Şafak saydım her gün kalemi kertip
Bir kıza tutuldum Sorkun köyünde
Geçmeyen günlerim sonunda bitti
Yarın çıkacaktım son güneş battı
Bütün koğuş sessiz yekûnu yattı
Bir kıza tutuldum Sorkun köyünde
Deprem oldu sandım sallandı bina
Uyandırdı beni ”kalk!” diyor bana
Dikilmiş başıma; dedim ki; ‘’Ana!”
Bir kıza tutuldum Sorkun köyünde
Uyku sersemiydim şaşırdım birden
Sevmek yürek işi sevilmek erdem
Gönül kora düşmüş yanıyor her dem
Bir hayal kurmuşum sorkun köyünde
Adnan SİVRİ/BOZKIR-İ 02.02.2016
TUTULDUM(11)-O MEKTUP
Bir gün zil çalmıştı; anam baktı
Beni de çağırdı yüreğim aktı
Dedi ki celp gelmiş askerlik vakti
Bir kıza tutuldum Sorkun köyünde
Üzüldüm çaresiz yapmasak olmaz
Vatan hizmetinden asla kaçılmaz
Gitmek kolaydı da sevdiğim bilmez
Bir kıza tutuldum Sorkun köyünde
Fazla geçmemişti toplanıp gittim
Özlem kor gibi sardı eridim bittim
Eleşkirt ilçesi dar geldi yittim
Bir kıza tutuldum Sorkun köyünde
Günler günler geçti bilmedim ayı
Her gün çentik atıp tutarken sayı
Komutan çağırdı postan var deyi
Bir kıza tutuldum Sorkun köyünde
Gönderen ismini yazmadan atmış
Belki içindedir zarfa unutmuş
Açtım zarfı baktım bir gül kurutmuş
Bir kıza tutuldum Sorkun köyünde
Kim idi acep bu? beynimi yordu
Bozkır-i bunaldı akılsa durdu
Gönlüm ki sürekli; ‘’O mudur’’? sordu
Bir kıza tutuldum Sorkun köyünde
Adnan SİVRİ/BOZKIR-İ 25.01.2016
TUTULDUM(10)-BARTLI YOLUNDA
Dediler ‘’bartlıya ılkıya gider’’
Bir kıza tutuldum Sorkun köyünde
Bazen de toplayıp oğlağı güder
Bir kıza tutuldum Sorkun köyünde
Aklımda yer etti bu bartlı sözü
Durdurmak ne mümkün gönülü özü
Bıraktım korkumdan gitmedim düzü
Bir kıza tutuldum Sorkun köyünde
Çardüğün yolundan dediyi aştım
Öğleye bartlıya zorla ulaştım
Aradım taradım siper dolaştım
Bir kıza tutuldum Sorkun köyünde
Çeşmenin başında bir koca söğüt
Dalına tırmandım yürekte ağıt
Çığırdım bir türkü heyecan dağıt
Bir kıza tutuldum Sorkun köyünde
Ağacın yaprağı haylice sıktı
Beklemek yolları canımı sıktı
Ayaklarım şişmiş ayağım sıktı
Bir kıza tutuldum Sorkun köyünde
”Of” derken uzaktan göründü kızlar
Bir düzineden de birazcık azlar
Ellerinde helki sağımda uzlar
Bir kıza tutuldum Sorkun köyünde
Çeşmeyi görecek bir dala indim
Yaprağın ardına iyice sindim
Gelişini ne güzel gizliden öndüm
Bir kıza tutuldum Sorkun köyünde
Ağaca yanaştı yüreğim coştu
Desem ki bir ceylan; ceylandan hoştu
O ne güzel endam ne asil baştı
Bir kıza tutuldum Sorkun köyünde
Sıkıca tutundum bir daha dala
Kalbim durdu sandım bire beş kala
Düşersem ağaçtan binerim sala
Bir kıza tutuldum Sorkun köyünde
En yakın olmuştu bu son görüşüm
Birkaç metre üstte dalda duruşum
Dinlese duyardı kabi vuruşum
Bir kıza tutuldum Sorkun köyünde
Adnan SİVRİ /BOZKIR-İ 17.01.2016
TUTULDUM(9)-KAYBEDİŞ.
Gelmedi fazlaca daha beriye
Yavaşça dönerek yönün geriye
Yürüdü öteye karşı yarıya
Bizim köyün üstü o engin evde
Son kere dönüp de ardına baktı
Biraz da utandım kadınlar çoktu
Arada bir engel sütrede yoktu
Bizim köyün üstü o engin evde
Oynarken kadınlar meydan karıştı
Oyunda cümlesi toptan yarıştı
Aklımla hislerim orda vuruştu
Bizim köyün üstü o engin evde
Dediler gençlere siz öte geçin
Dinlenin oturun çay falan için
İçimde cız etti diyemem niçin
Bizim köyün üstü o engin evde
İndik ya aşağı gözüm süzüyor
”Görmek için belki yolda geziyor”
”Giderse” diyerek gönül üzüyor
Bizim köyün üstü o engin evde
Birazdan dağılmış kadınlar kızlar
Oynarken görmedik uzaktan bizler
Bir anda karardı aydınlık yazlar
Bizim köyün üstü o engin evde
Bıraktım oyunu etrafa baktım
Arabayla gitmiş olayı çaktım
Daha da duramam abayı yaktım
Bizim köyün üstü o engin evde
Adnan SİVRİ/BOZKIR-İ 14.01.2016
TUTULDUM(8)-DÜĞÜNDE
Dediler ”düğün var, gidelim birlik”
Bizim köyün üstü o engin evde
Oynarız çalarız muhabbet dirlik
Bizim köyün üstü o engin evde
Toplandık birkaç genç yukarı aştık
Erkekler ayrıydı eğlendik coştuk
Hopladık zıpladık birazca taştık
Bizim köyün üstü o engin evde
Oturdum kenara dinlenmek kastı
Arkadaş ‘’kalk’’ dedi suratın astı
Kalkacaktım tam ki ayağa bastı
Bizim köyün üstü o engin evde
Kaldırdım kafamı, baktım asabi
Kastiyse sayacam soyu nesebi
Düşünüp yaparken ince hesabı
Bizim köyün üstü o engin evde
Gözüme karşıda biri ilişti
”Gizlice bakarak içten gülüştü
Sinirim yatıştı gözüm alıştı
Bizim köyün üstü o engin evde
Bir anda kalbimin ritmi bozuldu
Dikildi karşıma durdu süzüldü
Belli ki ince bir yazı yazıldı
Bizim köyün üstü o engin evde
O yana döndüğüm ayan olmuştu
Eğilip yerden de bir şey almıştı
Benim gördüğümü o da bilmişti
Bizim köyün üstü o engin evde
Adnan SİVRİ/BOZKIR-İ 14.01.2016
TUTULDUM(7)-ARAŞTIRMA
Teyzemi gönderdi; ”hele bir sorsun”
”Evini barkını gözüyle görsün”
Sevinçten uçmuşum ”çabucak varsın”
Bir kıza tutuldum Sorkun köyünde
Ne hayaller kurdum ne düşler gördüm
Nice senaryoyu kendime sordum
Cevabı her sefer hayrıma yordum
Bir kıza tutuldum Sorkun köyünde
Akşama gelmişti teyzem geriye
Dedi ki ”gel oğlum yaklaş beriye”’
Kalbimde bir ritim taktı seriye
Bir kıza tutuldum Sorkun köyünde
Gülüyordu yüzü şen idi çehre
”Gitmene gerek yok bu sene şehre”
Deyince düşmüşüm deryaya bahre
Bir kıza tutuldum Sorkun köyünde
Baktı ki şoktayım okşadı başım
”Helaldir o kıza ekmeğim aşım”
”Sen de gözündür ben deyim kaşım”
Bir kıza tutuldum Sorkun köyünde
”Anası asildir babası yiğit”
”Bir kısrak tay ki gözünle eğit”
”Kaçıran yakıyor ardından ağıt”
Bir kıza tutuldum Sorkun köyünde
”Gönlü yok lakin babasının az”
”Anası küçük diyor ediyorlar naz”
”He deyin hele gelecek yaz”
Bir kıza tutuldum Sorkun köyünde
Bizde rahatladık anlattı özü
”Bir evin bir kızı hanenin gözü”
”Ay gibi parlıyor inanın yüzü”
Bir kıza tutuldum Sorkun köyünde
”Kızı kaçırmayın isteyin varın”
Hem de geç kalmayın tez elden yarın”
”Gidin danışın âleme sorun””
Bir kıza tutuldum Sorkun köyünde
Duyunca bu sözü rükû ve secde
El açtım yalvardım gelmiştim vecde
Dua ettim içten sanki de hacda
Bir kıza tutuldum Sorkun köyünde
Adnan SİVRİ/BOZKIR-İ 12.01.2016
TUTULDUM(6)-MECNUN
Birkaç gün gezdim Leyla gibiydim
Aklıma değil de hisse tabiydim
Aşktan habersizdim tam bir sabiydim
Bir kıza tutuldum Sorkun köyünde
Anam babam şaştı açınca sözü
Bildiler yanıyor yüreği özü
”Solmuş” dedi ebem ”baksana gözü”
Bir kıza tutuldum Sorkun köyünde
Düşündü büyükler ”nasıl ederiz”
”İş güç vaktidir sonra gideriz”
Kesede tam takır toptan hederiz
Bir kıza tutuldum Sorkun köyünde
”Siz isteyin kızı giderim dışa”
”Üç beş kuruş kazanır gelirim kışa”
”Düğün dernek kurar” dedim de boşa
Bir kıza tutuldum Sorkun köyünde
Emmiler dayılar araya girdi
Herkesin farklıydı çözümü derdi
Dediler ”bu mevzu ortamı gerdi”
Bir kıza tutuldum Sorkun köyünde
Baktım ki olmuyor dedeme gittim
Ağladım sızladım yoruldum bittim
İkna oldu sonra ”sen korkma yettim”
Bir kıza tutuldum Sorkun köyünde
Adnan SİVRİ/BOZKIR-İ 12.01.2016
TUTULDUM(5)-DÖNÜŞ YOLUNDA
Diklitaş’a vardım halamın evi
Güçlüydüm burada döverdim devi
Kartalın pençesi bırakmaz avı
Bir kıza tutuldum Sorkun köyünde
Sordular demedim niçin gelmişim
”bir iş mi var dedi” biraz gülmüşüm
Dedi ki enişte ”tamam bilmişim”
Bir kıza tutuldum Sorkun köyünde
Dedi ki ”oğlum bak; herzeyi bırak”
”Aynı köyden olsun bununki ırak”
Anladı kalbimi buydu son durak
Bir kıza tutuldum Sorkun köyünde
Odunda çay pişti yanına tahin
Doldurdu yeniden bitince sahın
Korktular sevdanın alırız ahın
Bir kıza tutuldum Sorkun köyünde
Gelmişiz yaylaya çabuk duyulduk
Soru sual ettiler laftan bayıldık
Karnımız doyunca yola koyulduk
Bir kıza tutuldum Sorkun köyünde
Sarnıçtan Heseli yokuşu indim
Bir cip geldi arttan el ettim bindim
Uzattım ayağı yorgundum dindim
Bir kıza tutuldum Sorkun köyünde
Bozkır-i çaresiz halinden bizar
Sonradan duydum ki anası kızar
Yaylada duyulmuş işitmiş azar
Görünce tutuldum Sorkun köyünde
Adnan SİVRİ/BOZKIR-İ 12.01.2016
TUTULDUM(4)- O SABAH
Sabah oldu inde üşüdüm biraz
Duyanlar olursa ederler garaz
İçimden temenni ‘’çıkmasın maraz’’
Bir kıza tutuldum Sorkun köyünde
Yaylacı sürerken yazıya sığır
Baktım ki göründü yürüyor ağır
İçimden dedim ki yanına çağır
Bir kıza tutuldum Sorkun köyünde
Cesaretim yoktu direk varmaya
Yaklaşıp yanına halin sormaya
Başladım sopayla yere vurmaya
Bir kıza tutuldum Sorkun köyünde
Niyetim ne idi bende şaşırdım
Belki de bardağı fazla taşırdım
Küsüp de giderse kalpte üşürdüm
Bir kıza tutuldum Sorkun köyünde
Bakıp da halime tebessüm etti
Döndü de geriye evine gitti
Belki de bu sevda burada bitti
Bir kıza tutuldum Sorkun köyünde
Korkmuştum biraz görürler diye
Sorarsa birisi ”gelişin niye”
”Davar kaybettim de” diyecem güya
Bir kıza tutuldum Sorkun köyünde
Gördüğüm yeterdi bu günlük bize
Yokuşu tırmandım varmıştım düze
Mevsimde yakındı sonbahar güze
Bir kıza tutuldum Sorkun köyünde
Adnan SİVRİ/BOZKIR-İ 12.01.2016
TUTULDUM(3)-YAYLA YOLUNDA
Öğrendim yerini yayla yolunu
Beş mugarda iki ayrım kolunu
Takip ettim daim yolun solunu
Bir kıza tutuldum Sorkun köyünde
Yaylaya uzaktan birazcık baktım
Aklıma geldikçe eridim aktım
Sevdayı büyüttüm abayı yaktım
Bir kıza tutuldum Sorkun köyünde
Obada durmam da şüphe uyarı
İlk günden ters teper kaçar ayarı
Diyerek yürüdüm buldum mugarı
Bir kıza tutuldum Sorkun köyünde
Aç karna su gitmez içmedim fazla
Ayrıldım gönülsüz gönülse nazla
Bu günlük yetindim görmeyi azla
Bir kıza tutuldum Sorkun köyünde
Demeye ne gerek edilmez tarif
Tavus gibi güzel ceylandan zarif
Görgülü kültürlü yetişmiş arif
Bir kıza tutuldum Sorkun köyünde
Yad idim burada açıkta kaldım
Taşların altında mağara buldum
Kalmaya gecede kovuğa daldım
Bir kıza tutuldum Sorkun köyünde
Adnan SİVRİ/BOZKIR-İ 12.01.2016
TUTULDUM(2)-ARAYIŞ
Heseli Kızılçal dolaştım durdum
Gizliden bilene adını sordum
Belli ki kendimi haybeden yordum
Bir kıza tutuldum Sorkun köyünde
Farklıydı köyleri bilen çıkmadı
Dönüp de yüzüme kimse bakmadı
Gözlerim kurudu yaşı akmadı
Bir kıza tutuldum Sorkun köyünde
Dediler beyhude uğraş boşuna
Duydukça üzüldüm gitmez hoşuna
Yirmisinde gelir işler başına
Bir kıza tutuldum Sorkun köyünde
Gezdikçe yollarda dikkati çektim
Milletin kalbine şüpheyi ektim
Tavırlar değişti duruma baktım
Bir kıza tutuldum Sorkun köyünde
Ahali ne bilsin halimden uzak
Kurmuşlar gizliden oturup tuzak
Hırsız mı arsız mı öğrenip çözek
Bir kıza tutuldum Sorkun köyünde
Mahalle fark etmiş gönül işidir
Damaltı köyünden filan kişidir
Dediler o güzel kızlar başıdır
Bir kıza tutuldum Sorkun köyünde
Bizlerden onların yaylası ayrı
Burada fazlaca arama gayrı
Süleğe giderken soluna doğru
Bir kıza tutuldum Sorkun köyünde
Adnan SİVRİ/BOZKIR-İ 12.01.2016
TUTULDUM(1)-İLK GÖRÜŞ
Yol boyu gezerken önüme çıktı
Görünce tutuldum Sorkun köyünde
Yayladan gelirmiş yüzüme baktı
Görünce tutuldum Sorkun köyünde
Faslak kırmış dağdan yükü ağırdı
Ses eyledi eve bacı çağırdı
Bir kenara koydu helki yoğurdu
Görünce tutuldum Sorkun köyünde
Eşeğin denginde sicimi çözdü
Uzaktan bakışı sonradan sezdi
Usulca saçını yazmasın düzdü
Görünce tutuldum Sorkun köyünde
Baktım ki gönlü var kaçmıyor öte
Çokta göremedim avlusu sote
Kapıyı birazcık eliyle ite
Görünce tutuldum Sorkun köyünde
Beklerken kenarda anası geldi
Sanırsam halimden durumu bildi
Kızını çağırıp içeri aldı
Görünce tutuldum Sorkun köyünde
Sorkun’un yolunu meskenim ettim
Yollarda yatmaktan yoruldum bittim
Gelmedi bir daha umudu güttüm
Görünce tutuldum Sorkun köyünde
Adnan SİVRİ/BOZKIR-İ 12.01.2016
BOZKIR’IM SANA
Yetmiş iki köydü sekiz kasaba
Sırısdat diyeyim Bozkır’ım sana
Çeşit çeşit boydur gelmez hesaba
Sırısdat diyeyim Bozkır’ım sana
Toros dağlarını yiğit süslemiş
Heybetli bir efe sırtın yaslamış
Uzatmış ayağın suya ıslamış
Sırısdat diyeyim Bozkır’ım sana
Deve ıhmış gibi görkemli dağlar
Zümrüt yeşilinde muhteşem bağlar
Ardıç ağaçları yaşamış çağlar
Sırısdat diyeyim Bozkır’ım sana
Abıhayat deren ortadan geçer
Yolcular kar beyaz suyundan içer
Mis gibi çam tüter ferahlar uçar
Sırısdat diyeyim Bozkır’ım sana
Atamın tuttuğu en güzel yurtsun
Özünde doğrusun dürüstsün mertsin
Yalçın kayalar gibi iklimce sertsin
Sırısdat diyeyim Bozkır’ım sana
Bozkıri evleri toprak düz damlı
Dağların ladinli meşeli çamlı
Söğüdün gölgesi muhabbet demli
Sırısdat diyeyim Bozkır’ım sana
Adnan SİVRİ/BOZKIR-İ 23.08.2015
ESKİDE KADIN
Horozlar ötmeden sığalı eli
İşine gücüne bakardı kadın
Ocağı derleyip ayırıp külü
Közleri üfleyip yakardı kadın
Çorbayı ateşe evvela vurur
O kaynarken diğer işlere yürür
Çocuğu emzirip üstünü bürür
Sevgisi içine akardı kadın
Süpürüp avluyu etrafı yolu
İneği eşeği sığırı mali
Kopeğin önüne konulan yalı
Gün doğmadan önce dökerdi kadın
Orağı vururdu çocuk belinde
İşlerdi otları seher yelinde
Eşeğin ardında yayla yolunda
Ceylanla yarışır sekerdi kadın
Bahçeyi o kazar hamaldı işte
Koşturur durmadan çalışır başta
Fark etmez olsa da altmışlı yaşta
Kazmayı o sallar sökerdi kadın
Bozkırî anlattı yüzde birini
O serer herkesin yatma yerini
Yaşardı hayatın hayli zorunu
Canından vaz geçer bıkardı kadın
Adnan SİVRİ/BOZKIRÎ 27.01.2017
foto: gezgin yörükler den alıntıdır
ALDANMA SAKIN
Ömrünü çok uzun sanma
Aldanma
Üç yüz eşittir üçe
Üç gün gibi gelir
Ölüm vaktin gelince
Üç yüz yıl yaşasan da
İyi düşün
Bir kul hakkına el uzattığında
Bir zulme kalkıştığında
Ne olur halin bir tasavvur et hele
Son nefesini veriverirsen az sonra
Hiç ölmeyecekmiş gibi dünya için yaşarken
Sakın ahireti unutma.
Unutma ki pişman olanlardan olma
Dönüşü olmayan o yolculukta
Celal ÜNAL, 20.01.2018 10:07
Al Başını Kaç Bu Şehirden
Al başını kaç bu şehirden
Ufukta bir çizgi gibi gördüğün dağlara
Rüzgarın kekik kokularını taşıdığı yerlere git
Git gidebildiğin yere diyordum.
Ağaçların yeşili kalmadı şehirlerde
Gökyüzünün mavisi yok
Bu dağlar bu dağlar değil
Rüzgarlarında kekik kokusu yok
benim bu çaresiz adam
Bu kıpkırmızı gözler kimin
Kaç gecedir uykusu yok
Gündüzü yok
Gecesi yok
Yok
Kaçamıyorum bu şehirden ama bir fırsat geçer elbet
iki tekerim bir dünyam olduktan sonra…..
Çocuklarıma Bakıyorum Çocukluğumu Hatırlıyorum
Berber parası yoktu herhalde,
Anam sındı ile keserdi saçımı,
Haşhaş kozalağı gibi olurdu başım,
Çocuklarıma bakıyorum, çocukluğumu hatırlıyorum.
X X X
Banyomuz yoktu, sıcak sulu,
Leğende kirli çamaşırların üstüne oturtup,
Kalıp sabunla yıkardı anam beni.
Çocuklarıma bakıyorum, çocukluğumu hatırlıyorum.
X X X
Terzimiz yoktu takım elbise dikecek.
Siyah şayak bez en iyi urbalıktı.
Anamın diktiği askılı pantolon en güzel esvaptı.
Çocuklarıma bakıyorum, çocukluğumu hatırlıyorum.
X X X
Renk renk gazeteler yoktu; okumak için.
Yerde yazılı bir kağıt parçası görsem,
Merakla kapar, her tarafını okurdum.
Çocuklarıma bakıyorum, çocukluğumu hatırlıyorum.
X X X
Babamın akarları yoktu.
Kesilecek bir ormanı,
Odununu taşıyacak bir de boz eşeği vardı.
Çocuklarıma bakıyorum, çocukluğumu hatırlıyorum.
X X X
Keserdik meşe ağaçlarını ormandan,
Yükleyip eşeğe, ekmek fırınlarına satar,
Parasına da arpa, buğday, kalem, defter, kitap alırdım.
Çocuklarıma bakıyorum, çocukluğumu hatırlıyorum.
X X X
Taşlı tarlalardan orakla biçilen ekinleri,
Deste deste denk edip, yüklerdik eşeğe,
Karınca gibi taşırdık evin damına.
Çocuklarıma bakıyorum, çocukluğumu hatırlıyorum.
X X X
Çakmak taşlı düvene, koşardık eşekle ineği.
Deh, ho deyip sürerdik sapı.
Yel estikçe savururduk, daneyi samandan ayırmak için.
Çocuklarıma bakıyorum, çocukluğumu hatırlıyorum.
Hüseyin Çetin, Konya, 12.12.2007
Saldım
Ahımı karlı dağlara saldım
Gün olur bir gün bulurlar seni
Yüreğimi kızgın çöllere verdim
Gözyaşlarım sel olur alırlar seni
Bu yetim yüreğe revamı ceza
Tövbe ettim türküye şarkıya saza
Bu sabırsız gönlüm çıkar mı yaza
Ben seni dönülmez yollara saldım
Celal ÜNAL
10.12.2014 00:47
Bir Cevap Yazın
Yorum yapabilmek için giriş yapmalısınız.